“Biz bir aileyiz” Neden Dememeliyiz?

Bu zamana kadar çalışmış olduğunuz iş yerlerinde “Biz bir aileyiz” cümlesini ne sıklıkla duydunuz? Birçok şirket, çalışanlarına bu mesajı vererek aidiyet ve samimiyet hissi yaratmak ister. Ancak şaşırtıcı gerçek şu ki, pek çok çalışan bu söylemi duyduğunda olumlu hisler yaşamıyor. Aksine daha da tedirgin oluyor. Neden mi?

Öncelikle “Aile” kelimesi normal şartlarda, içinde duygusal bağlar, koşulsuz destek ve sevgi gibi unsurları bulunduran, iş ilişkilerinin çok ötesinde bir kavram. Profesyonel hayatın herhangi bir yerine entegre edilemeyecek kadar da farklı bir pozisyonda. İş hayatında ne kadar samimi bir organizasyon içerisinde olursanız olun, aile içindeki pozisyonunuzun ve hislerinizin yerini tutmayacaktır.

Bir kere, ailenizdeki birisi sizin çıkarlarınıza ya da “iş akışınıza” ters düşen bir davranışta ya da söylemde bulunduğunda ona “Sen artık bu ailenin üyesi değilsin, gidip yenge biriminden çıkış işlemlerini yapabilirsin” diyemiyorsunuz. Çünkü neden? İsteseniz de o aile zincirinden zayıf halkayı çıkartamıyorsunuz. Dilerseniz görüşmemeyi tercih edebilirsiniz ancak sizin tercihiniz ne olursa olsun o kişi ailenizin içinde kalmaya mecburen devam ediyor.

Aile içindeki karşılıksız fedakarlık ilişkisini de göz önüne alırsak, maaş ve diğer haklarınızın işin içinde bulunduğu bir senaryoda pek de karşılıksız bir fedakarlık söz konusu olmamakta. Çalışanların organizasyon içerisindeki beklentileri aile sıcaklığından ziyade adil iş ortamı yaratabilen sistemler. Bu noktada da çalışandan tıpkı aile ilişkisi gibi koşulsuz bir fedakarlık beklemek ya da bu imada bulunmak ne kadar mantıklı?

Bir diğer bakış açısı ise; sınırların olması gerekliliği. “Biz bir aileyiz” söylemi, iş ile özel hayat sınırlarını bulanıklaştırabilir. Bir çalışanın iş yerinden en büyük beklentilerinden birisi, iş-yaşam dengesinin kurulabiliyor olması. Yani mesai saatleri dışında özgür olmak. Ancak aile söylemi, işin eve taşınmasına ya da fazla mesaiye dair bir beklentinin yükünü çalışanın omuzlarına kondurabiliyor. Bu durumda da çalışanın “Beni bu aileden alın ama yeter ki benden fazlasını istemeyin” bakış açısı oluşabiliyor.

Her organizasyon için söylemiyorum ancak bazı organizasyonlarda emeklerinizin maddi karşılığını tam anlamıyla alamadığınız bir iş ortamında olabiliyorsunuz. Bu durumda da “Biz bir aileyiz” dediğiniz “aile üyesine” emeklerinin tam karşılığını maddi olarak veremediğinizde yine samimiyetsiz bir konuma yerleşmeniz çok olası.

Bu söylem aynı zamanda çalışanın gerçek hislerini, fikirlerini ifade etmesine de engel teşkil edebiliyor. Örneğin, iş yerinde fiziksel koşullardan ya da iş planından rahatsız olduğunuz bir durum içerisindesiniz ya da işten ayrılmak istiyorsunuz, ancak size sürekli “aileyiz” dayatıldığı için bu konuda fikir beyanında rahatlıkla bulunamayabilirsiniz, tıpkı aileniz içinde sevmediğiniz birine bayramda zorunluluktan gitmek ya da özel günlerden zorla telefon açmak zorunda kalmanız gibi. Gerçek bir aile içerisinde sıkıntıların paylaşılması ve çözüme kavuşturulması ideal olandır. İş yerinde sürekli “aile” olduğunuz için bir şeyleri görmezden gelmeniz beklenebilir. Bu da istemsiz bir baskı yaratabilir.

Bazı çalışanlar, bu tür söylemleri bir tür duygusal manipülasyon olarak görmektedir. “Biz bir aileyiz” mesajı, daha fazla fedakarlık ya da sadakat bekleyen şirketler tarafından çalışanları motive etmek için kullanılabiliyor. Ancak bu yaklaşım, samimi bulunmadığında ters tepebiliyor. Samimiyeti gösterebilmek adına organizasyonların gerçekleştirmesi gereken sorumlulukları yerine getirmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, şirketinizin kültürünü samimi ve çalışan deneyiminin üst noktalarda olduğu bir yerde tutmak istiyorsanız, “aile” değil, profesyonel ve adil şekilde temelleri oluşmuş bir iş ilişkisi kurmanız daha akılcı olacaktır. Samimiyeti kurmak için de yine “aile” olmanıza gerek yoktur. Açık iletişimin, sağlıklı geri bildirimlerin, adil ücret yönetimlerinin kurulabildiği bir iş düzeninde zaten başka destekleyici unsurlara ihtiyacınız yoktur zira çalışan deneyiminiz zaten olması gerekenden de iyi bir noktaya ulaşmıştır. Hayat içerisinde de “Bazen aile bağların olmayan insanlar sana ailenden daha yakın olur” kalıbı vardır ya? İşte önemli olan gerçek bir ilişki kurabilmeyi başarmaktır. Şirketinizin çalışan deneyimini üst noktalara taşımak adına üzerinize düşeni gerçekleştirdiğiniz takdirde her zaman bir adım önce olmanız garantidir.

Çalışan deneyiminizi analiz etmek ve iyileştirmek için MOON HR İnsan Kaynakları Danışmanlık Uzmanlarından yardım alabilirsiniz.